Makedonya yeşil rota

Makedonya’da Yeşil Rota 

İstanbul’dan 1,5 saat uzaklıktaki Balkanlar’ın en nadide ülkelerinden birini anlatacağım size. Makedonya, gerek tarihte yollarımızın kesiştiği gerek günümüzde bizden bir parça hissi veren önemli destinasyonlar arasında yer alıyor. 

Makedonya’ya ulaşmanın en kolay yolu ise ucuz Üsküp uçak bileti almaktan geçiyor. 

Üsküp Uçak Bileti Ara

Vizesiz gidebileceğimiz bu ülkede sadece başkent Üsküp’ü değil; aynı zamanda köylerini, doğasını ve kültürünü de keşfetmek için öncelikle havalimanından araç kiraladım. Araç kiralamak Makedonya’nın doğasını tanımak ve istediğiniz yerde mola vermek için çok büyük bir avantaj gerçekten. Araçla benim yaptığım rota ise sırasıyla Üsküp, Tetovo, Gostivar, Mavrova, Ohri, Manastır ve Pirlepe üzerinden tekrar Üsküp’te son buldu. Bir depo yakıt harcadığım bu rotada hem ekonomik hem de son derece keşif dolu bir ülkeyi keşfetmenin heyecanını yaşadım diyebilirim. Yazının bundan sonraki kısmını şehirler üzerinden parça parça anlatacağım.

Üsküp

Üsküp, Makedonya

Osmanlı İmparatorluğu’nun 500 yıldan uzun süre hakimiyetinde kalmış Üsküp’te ortak geçmişimizden izler görmek mümkün. Zira nereye baksanız bir cami, hamam veya köprü görebiliyorsunuz. Şehrin en simge yerlerinden taş köprü de bu eserlerin başında geliyor. 1991’de bağımsızlığını ilan eden Makedonya’da nüfusun önemli kısmı Üsküp’te yaşıyor. 

Üsküp’te Görülecek Yerler

Üsküp sehir merkezi

Türk Çarşısı: Şehrin hem turistik hem ticari meydanı olan bu bölgede hem geleneksel lezzetleri deneyimleyebilir hem de alışveriş yapabilirsiniz. Çarşı içinde gezerken “Geçmişimiz ortak demiştim.” ya bunun somut örneklerini de yakından inceleyebilirsiniz. Mesela Kurşunlu Han, Sulu Han, Kapan Han gibi hanları ziyaret edebilir veya günümüzde ulusal galeri olarak kullanılan Çifte Hamam’ı ziyaret edebilirsiniz. Destan, Kosmos gibi hem fasulye hem Balkan köftelerini deneyimleyebileceğiniz çok lezzetli Makedon restoranları bulunuyor. Özellikle bu iki mekan çok meşhur. Gelmişken deneyimlemeli!

Müzeler: Üsküp merkezinde hem tarihi eserler hem de yakın geçmişteki acıların bir daha yaşanmaması adına ders alınması gereken çok değerli hafıza durakları var. Bunlar arasında benim en beğendiğim yer, görsel açıdan da zengin olan Holokost Müzesi. Nazi döneminde katledilen Bitola Yahudilerinin anısına açılan müzede dönemde yaşanan trajediye yakından şahitlik ediyorsunuz. 

Üsküp Holokost Müzesi

Orijinal lahit ve tarihi eserlerin sergilendiği Arkeoloji Müzesi, şehrin kültürünü anlatan Üsküp Şehir Müzesi, 1991’de bağımsızlığını kazanan ülkenin mücadelesini anlatan Makedon Bağımsızlık Mücadelesi Müzesi ve günümüzün sanat anlayışının en güzel duraklarından birisi olan Makedonya Çağdaş Sanat Müzesi görülecek yerler arasında. Ayrıca Rahibe Teresa’nın bir dönem görev yaptığı şehir olan Üsküp’te de bir anı evi var. Burayı da ziyaret edebilir, ilginç mimarisi olan anı evinde güzel fotoğraflar çekebilirsiniz.

Matka Kanyonu: Burası şehir merkezine 25 dakika uzaklıkta bulunan 3 barajın sularıyla oluşan bir kanyon. 1937’de günümüzdeki haline kavuşan kanyon, Üsküp’e gelenlerin mutlaka uğradığı bir lokasyon. Buraya geldiğinizde kanoyla veya deniz bisikletiyle kanyona açılabilirsiniz.  Dilerseniz tekne turlarına katılarak da keşfe çıkabilirsiniz. Yok “Ben denizden değil de kanyondan yürümek istiyorum.” derseniz de 8 kilometre uzunluktaki kaya dibi yolu üzerinden yürüyüş yaparak kanyonu keşfetmeniz mümkün. 

Matka Kanyonu

Kanyon içinde ayrıca bol miktarda mağara mevcut. Bu mağaralardan biri olan Vrelo Mağarası da ziyaret edilebilecek tek mağara. Matka Kanyonu’nun bir diğer özelliği ise kelebekleri. Bugüne kadar kanyonda 77’den fazla türde kelebek tespit edilmiş. Ve en önemli tavsiye şu: Matka Kanyonu’na sabah 07.00- 08.00 gibi gelmeye çalışın lütfen. Böylece kalabalık olmadan keyifle yürüyebilirsiniz.

Üsküp lezzet durakları

Üsküp Lezzet Durakları

  • Destan Köfte
  • Kosmos Köfte
  • Skopski Merak*
  • Old House*
  • Makedonska Kukja*
  • Pelister 
  • Restaurant Four
  • Skara Bar
  • Restaurant Vodenica

*Geleneksel lezzet

Tetovo

Tetovo Alaca Cami, Makedonya

Tetovo’ya geldiğinizde iki önemli destinasyon bulunuyor. Bunlardan birisi Alaca Cami, diğeri ise yaylalar. Makedonya’nın hem doğası hem kültürüne dair önemli ipuçları veren Tetovo, Üsküp’e 40 dakika mesafede bulunuyor.

Tetovo’da Görülecek Yerler

Alaca Camii: 1438 yılında hiç evlenmemiş 2 kız kardeş tarafından inşa ettirilen harika bir cami burası. Bugün gördüğümüz renklerin korunması için 30 bin adet yumurta akı kullanılmış. Cami dışarıdan bile inanılmaz görünürken içine girince daha da büyüleniyorsunuz. 2 kadının dünyaya hediye ettiği bu inanılmaz eseri görmeden aman Makedonya’dan ayrılmayın. 

Tetevo Alaca Cami, Tetevo, Makedonya

Titov Vrv: Tetovo şehrine geldiğinizde şehrin bir dağın eteğine kurulduğunu göreceksiniz. Gelmişken şehrin doğasını da gözlemlemek isteyenler için 30 dakikalık bir araç yolculuğu sonrası hem şehre tepeden bakabilir hem de başlayacağınız trekking rotasının ilk adımlarını atabilirsiniz. Krivoshijski Kadi isminde bir şelalenin de bulunduğu bölge özellikle bahar döneminde inanılmaz manzaralar sunuyor.

Gostivar, Mavrova

Üsküp’ten Ohri yoluna gidecekler genellikle araçlarıyla E-65 yolu olarak da geçen Kırcova üzerinden geçen yolu tercih ediyorlar. Evet, bu yol daha kısa ve otoban; fakat Mavrova Milli Parkı üzerinden Debre – Struga yolunu tercih ederek yolu biraz uzatırsanız Makedonya’nın inanılmaz doğa manzarasına şahit olabileceğiniz harika bir rota alternatifiniz olduğunu hatırlatmak isterim. Bu rota, yolu 1.5-2 saat uzatıyor; fakat yolda o kadar çok yerde durmak istiyorsunuz ki haliyle bu süre 5-6 saati de bulabilir, uyarayım.

Gostivar, Mavrova Yol Üzeri Görülecek Yerler

Manastırlar: Mesela Mavrova ve Debre isminde iki gölün yanından geçiyorsunuz. Ayrıca Aziz Jovan Bigorski Manastırı ve Aziz George the Victorious isimli iki harika mimarili manastırı da bu rota üzerinde ziyaret edebilirsiniz. 

Yeşil zenginliğin ve kültürel güzelliklerin olduğu bu rotada Ohri’de yaklaşırken en güzel yemek noktası ise Vevchani isimli köy. İçerisinde kendi mandıralarından ve bağlarından elde ettikleri organik ürünler servis ediliyor. 10 civarı restoran var, ama ben size 3 tanesini önereceğim:  

  • Kuca Vevcani
  • Kutmichevica
  • Via İgnatia Vevcani 

Vevchani

Ayrıca Aziz Jovan Bigorski Manastırı’nın yol ayrımında bulunan House of Mijaks Ethno isimli restoranda da inanılmaz yöresel lezzetler deneyimleyebilirsiniz. 

Bu rotada bir de Debre sınırları içinde Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi’nin yaşadığı ev olduğu düşünülen Atatürk Anı Evi’nin bulunuyor. Yeniden inşa edilerek 2014 yılında açılan yapı, çok yeni olduğu için eski ruhu vermiyor; ama yine de buralara kadar gelmişken o duyguyu yaşamak için ziyaret edilebilir. 

Ohri, St.Naum

Ohri, Üsküp’ten sonra Makedonya’nın en çok ziyaret edilen şehri. Bana kalırsa da en güzel şehri. Göl manzarasına kurulu bu güzel şehre adını veren göl ise dünyanın en temiz gölleri arasında yer alıyor. Su altı yaşam zenginliği nedeniyle de 1979 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiş. Göl bu şehir için o kadar önemli ki yılın bazı dönemlerinde yerel yönetimin dalgıçları ve halk beraber suyu temizlermiş. İnanılmaz bir dayanışma değil mi? 

Ohri’de Görülecek Yerler

St Naum Su Kaynakları

Ohri Gölü: 90 kilometre kıyı uzunluğu olan Ohri Gölü’nün bir kısmı Arnavutluk topraklarında yer alırken göl civarındaki nüfusun önemli kısmını da yine Arnavutlar oluşturuyor. Makedonların deniz dediği Ohri Gölü’nde dilerseniz yüzebilir veya tekne turu yapabilirsiniz. Van Gölü’ne kıyaslandığında 10’da 1 büyüklüğü olan gölün en önemli özelliklerinden biri ise dünyadaki tek kokusuz alabalığın bu gölden çıkıyor olması. 

Kale ve Kiliseler: Ohri’ye geldiğinizde ayrıca şehre tepeden bakabileceğiniz Çar Samuel Kalesi, göle karşı harika manzara sunan ve Ohri’nin simge yapılarındanolan Aziz Yuhanna Kilisesi, Ayasofya olarak da ifade edilen St. Clement Kilisesi de görülecek yerler arasında.

Ljupcho Panevski Atölyesi: Buraya gelmişken ayrıca Ljupcho Panevski’nin el işi kağıt ürettiği atölyesini de ziyaret etmenizi öneririm. Günümüzde böyle zanaatçı az kalmıştır. Hem kağıdın geleneksel üretimine şahit olursunuz hem de orijinal bir hediye satın alabilirsiniz.

Bay of Bones: Ohri’den güneye doğru bir rota oluşturduğunuzda iki önemli durak var. Bunlardan birisi Bay of Bones olarak da geçen Su Müzesi. Milattan Önce 1200-700 yılları arasındaki yaşamı konu alan ve dönemin yaşam şartlarını günümüzde anlatmak adına su üzerinde inşa edilmiş müzede geçmişe bir yolculuk yapıyorsunuz. Su üzerinde ahşap platform üzerine kurulu müzede ayrıca geçmiş dönemden günümüze ulaşan eserler ve günlük hayatta kullanılan araç gereçler de kullanılıyor. 

Ohri Su Müzesi

St. Naum Manastırı: Rotanın önemli ikinci durağı ise adını su kaynağından ve manastırdan alan St. Naum. 40 civarı su kaynağının bulunduğu bölge hem Ohri Gölü’nü besliyor hem de bizlere inanılmaz bir manzara sunuyor. Yaz kış 10 derece civarında olan su sıcaklığı ile nehirler ülkemizdeki Azmak Nehri’ni hatırlatsa da küçük farklar var. Mesela burada tur teknelerine motor takmak yasak. Kürek çekerek geziler yapılıyor. Bu da size motor sesi olmadan kuş sesleri arasında bir doğa deneyimi sunuyor.

Ayrıca kıyıdaki restoranlar birer platform. İsterseniz masalarınızla suya açılarak kendi küçük yüzen restoranınızı da sağlayabiliyorsunuz. Makedonya’da en beğendiğim yerlerden birisi burası oldu gerçekten. Hem sessizliği hem doğasıyla son derece keyifli bir keşif noktası. Bölgeye adını veren St. Naum Manastırı da hemen gölün üzerinde kendini gösteriyor. Dilerseniz bu manastırı da gezebilir ve güzel fotoğraflar yakalayabilirsiniz. 

Ohri St. Naum Manastırı

“Ohri’ye bir de tepeden bakayım.” diyorsanız ve bundan sonraki rotanız benim gibi Manastır (Bitola) şehri ise tam size göre tatlı bir rota da Galicica Milli Parkı içinden geçiyor. Kıvrımlı yollarla tırmanarak Ohri ve Prespa gölleri arasındaki dağ yollarını deneyimlerken iki göle de tepeden bakma fırsatına erişmiş oluyorsunuz. Yapılıyor mu bilmiyorum, ama yamaç paraşütü için de inanılmaz bir lokasyon gerçekten. 

Ohri Lezzet Durakları

  • Kaj Kanevche
  • Kaneo
  • Via Sacra
  • The Lion Ohrid
  • Restoran Sveta Sofija

Manastır (Bitola)

Manastır Askeri İdadisi

Bitola olarak da geçen şehir, Ohri’den 1.5 saat uzaklıkta yer alıyor. Manastır şehrinin bizim için önemi ise Atatürk’ün askeri eğitiminin bir kısmını aldığı Askeri İdadi’ye ev sahipliği yapması. Günümüzde şehir müzesi olarak hizmet veren binanın bir odası ise Atatürk bölümü olarak kullanılıyor. İçeride Atatürk’ün giydiği üniformalar, kullandığı eşyalar ve çeşitli heykeller yer alırken Eleni isimli bir Makedon kızının yazdığı aşk mektubunu da burada görebilirsiniz. Aşk mektubunda yer alan ifadeler şöyle;

Çok seneler geçti, ben halen her gün içerisinde senden haber bekliyorum. Herhangi bir zamanda mektubumu alırsan, beni hatırla ve kâğıttaki gözyaşlarımı görebileceksin. Yıllar ve olaylar geçiyor, seninle ilgili çok şeyler konuşuluyor. Mektubumu okurken, başka kadını seviyorsan, mektubumu kopar ve kendine sor: inanabiliyor mu ki, Manastırlı bir Eleni Karinte, bir günlük tanıdığı ve âşık olduğu adama bütün ömrünü harcamıştır? Ve benim seni sevdiğim kadar, o kadını o kadar seviyorsan, kendisine hiçbir şey söyleme, senin kadar mutlu olmasını diliyorum. Fakat balkondaki kızı hatırlıyorsan ve başkasını sevmiyorsan, seni beklediğimi ve ömrüm boyunca bekleyeceğimi bilmeni istiyorum.

Döneceğini, beni unutmayacağını biliyorum. Babam vefat etti. Beni senden ayırdığından tam bir yıl geçti, beni eve kapattı ve bir ay çıkmama izin vermedi. Ağladım, biliyorum ki tüm kilitleri ve hapisleri boşuna harcadı.

Beni evlendirecekleri adamı sadece bir kez gördüm ve kendisi bana onu sevebileceğimi sordu. Ben kendisine, ‘Hayır, ben sadece ilk aşkımı seviyorum’ dedim. Ve artık kendisini görmedim. Babam beni hiçbir zaman affetmedi ve ben de kendisini affetmedim. O zamanlardaki gibi artık genç ve güzel değilim… Tüm ömür bir gün içerisinde!

Ebediyen seni seven ve seni bekleyen,

Senin Eleni Karinte.”

Benim Makedonya seyahati ile ilgili önerilerim burada son buluyor. Umarım ucuz uçak bileti bulabileceğiniz Makedonya seyahatiniz için faydalı olur. Okumaya devam etmek isterseniz de daha önce Pegasus için hazırladığım Hollanda’nın Kasabaları: Bir Peri Masalı yazıma göz atabilirsiniz.

01.01.1987’de İstanbul’da doğdu. Türkiye’de 81 şehri en az dört kere gezmiş, dünyada ise 63 ülke ve 250’den fazla şehri keşfetme imkanı bulmuştur. Bir çok ulusal mecrada seyahat yazıları yazan Seymen Bozaslan, profesyonel anlamda fotoğrafçılıkla ilgilenmektedir. “İçinden Yol Geçen Hayatlar” , “Ölmeden Önce Türkiye’de Görülmesi Gereken Yerler” ve “100.Yılında Türkiye Seyahatnamesi” isimli üç kitabı bulunmaktadır. 2022 yılında ise Foton Derneği tarafından “Yılın Seyahat Fotoğrafçısı“ seçilmiştir.

Bir yanıt yazın