İçindekiler
Bulgaristan; ülkemize yakın, vize konusunda kolaylık sağlayacağını açıklayan, kültürüne aşina olduğumuz, 90’lar ruhunu taşıyan ve Sovyet mimarisini hala sokaklarında hissedebileceğin bir yer. Başkenti Sofya da iki günlük bir kaçamakla keşfedilip gezilebilecek “havamız değişsin” durağı. Eğer sen de böyle bir yer arıyorsan Sofya’da gezilecek yerlerden bahsedeceğiz, bir yere ayrılma. Ancak bu hazırladığımız seyahat rehberini biraz özelleştirmek istedik. 48 saatte mutlaka görmen gereken yerlerin yanı sıra alternatif noktaları da bilmen için özel öneriler ekledik. Ucuz uçak biletini nerede bulacağını zaten biliyorsun.
En çok okuyan mı bilir, gezen mi bilir tartışılır; ama biz bilerek gezme taraftarıyız. Bu sebepten önce biraz Sofya’dan bahsedelim, sonrasında da bu güzel şehre nasıl gidebileceğinden ve neleri görebileceğinden bahsederiz.
Sofya Nerede?

Bulgaristan harita
Sofya, Vitoşa Dağı’nın eteklerine kurulmuş bir başkent. Sırbistan sınırına yakın. Bulgaristan’ın batısında yer alan bu küçük şehir; biraz Balkan, biraz Avrupa, biraz da Slav ruhu taşıyor.
Sofya’ya Nasıl Gidilir?

Antalya Havalimanı’ndan Sofya Havalimanı’na 1 saat 55 dakika gibi bir sürede ulaşmak mümkün. Ucuz Sofya uçak bileti alıp havalimanına vardıktan sonra 10 km uzaklıktaki şehir merkezine gidebilmek için otobüs, metro, taksi ya da araç kiralama seçeneklerini değerlendirebilirsin.
Sofya Uçak Bileti Ara
Sofya’da 1. Gün: Sofya’da Mutlaka Görülmesi Gereken Yerler

İlk gün şehrin havasını solumak ve “Sofya’ya gittim.” demenin şartı olan o ikonik yapıları ziyaret edebilirsin. Merak etme, araya lezzet durakları sıkıştırdık. Konakladığın yerde kahvaltını yaptıysan tamamdır. Dışarıda kahvaltı yapmak istersen hamur işine doyabileceğin pek çok durak bulabilirsin. Burası Balkanlar yani çoğu şey hamur işi. Furna, Izzys Coffee &Brunch, Rainbow Factory gibi duraklar şehir merkezindeki en sevilen yerler. Böreğini yiyip çayını-kahveni içtikten sonra sıra geliyor turistlik aşamasına.
Alexander Nevsky Katedrali
Kahvaltı sonrası ilk durak, şehrin simgesi olan o devasa yapı. Altın kaplama kubbeleriyle şehrin her yerinden “Ben buradayım!” diye parlayan Alexander Nevsky Katedrali, Balkanların en büyükleri arasında yer alıyor.

Alexander Nevsky Katedrali
Sveti Nikolay Mirlikiyski Rus Kilisesi
Alexander Nevsky Katedrali’nden çıkıp biraz yürüyünce karşına Sveti Nikolay Mirlikiyski Rus Kilisesi çıkacak. Burası bir Rus Ortodoks kilisesi. Dışarıdan baktığında altın varaklı kubbelerle, içine girdiğinde ise renkli çinilerle donatılmış görkemli bir yapıyla karşılaşacaksın.

Sveti Nikolay Mirlikiyski Rus Kilisesi
Serdica Antik Kenti ve Şehir Parkı
Yemeği eritmek lazım. Şehrin tam göbeğinde, metronun çıkışında bir antik kent var. Hatta burası metro kazı çalışmalarında fark edilmiş. Serdica isimli Romalılardan kalan bu antik kenti gezmek bedava. Buradan çıkıp Ivan Vazov Ulusal Tiyatrosu’nun önündeki parka geçebilirsin. Sofyalılar iş çıkışı burada toplanıp satranç oynayanları izler. Sen de banka oturup şehrin ritmini yakalayabilirsin.
Banyabaşı Camii
Serdica’nın karşısında bir de Mimar Sinan’ın imzası olan Banyabaşı Camii var. Avrupa’nın en eski camilerinden biri olmasının yanı sıra Sofya’da ibadete açık kalan tek cami olma özelliğini de taşıyor. İçerideki çinileri mutlaka görmeni öneriyoruz.
Shtastliveca
“Gezdik, acıktık.” dediğini duyar gibiyiz. Vitosha Bulvarı üzerinde veya ara sokaklarda pek çok seçenek var, ama bizim favorimiz Shtastliveca. İsmini okumaya çalışma, sadece içeri gir. Dekorasyonu 1900’lerin başındaki aristokrat evlerini andırıyor, yemekleri ise hem göze hem mideye hitap ediyor. Yerel lezzetleri modern sunumla denemek için ideal.
Sofya’da 2. Gün: Şehrin Keyfini Sürme Günü

Vitoşa Dağları, Sofya
İkinci gün koşturmaca yok. Bugün biraz daha yerlisi gibi takılma, alışveriş yapma ve şehrin modern yüzünü görme günü.
Vitosha Bulvarı
İstanbul’un İstiklal’i neyse, Sofya’nın Vitosha’sı o. Buranın arkasında kocaman bir dağ manzarası bonusu da var. Buradan hediyelik eşya ve giyim alışverişini yapabilirsin. Restoranlara göz atabilirsin. Sokaklarda kaybolabilirsin. Burada mutlaka biraz vakit geçir, turistsin sonuçta. Ama daha yerlilerin gittiği alternatif ve ruhu olan yerler arıyorsan rotanı Tsar Shishman Sokağı’na çevirmen lazım.
Tsar Shishman Sokağı
Burası tam olarak “alternatif” bir durak. Grafitili duvarlar, tasarım dükkanları ve butik kafeler burada. Öğle yemeği veya kahve molası için bu sokaktaki mekanları değerlendirmeni öneririz.
Vaktin ve halin varsa;
- The Red Flat isimli müze-eve gidebilirsin. “Komünist dönemde Bulgar bir aile nasıl yaşardı?” sorusunun cevabı tam olarak bu evde saklı. Hatta böyle şeyler ilgini çekiyorsa bunu alışveriş öncesine de alabilirsin. Detaylı bilgi için gitmeden önce mutlaka “The Red Flat” sayfasını ziyaret etmeni öneririz.
- Gittiğin farklı ülkelerdeki kitapçıları gezmeyi seviyorsan Elephant Bookstore’a uğrayabilirsin.
- İkinci el dükkanları gezmeyi seviyorsan How to Babushka’ya uğrayabilirsin. Shishman çevresindeki butik “Second Hand” tabelalarını takip ederek aradığın dükkanı bulacağına eminiz.
Önerilerimizin sonuna geldik, ama okumaya devam etmek istiyorsan “48 Saatte İstanbul’u Karış Karış Gezebilir misin?” başlıklı yazımızı okumaya devam edebilirsin.

