İçindekiler
İstanbul’un hem içinde hem dışında binaların aralarından sıyrılıp yeşile ve maviye uzanan, sokaklarında huzur bulacağın, bir yandan da kolayca ulaşabileceğin bir ada arıyorsan adresin belli: Heybeliada. Prense Adaları’nın Büyükada’dan sonra ikinci büyük adası olan Heybeliada, kendine has yemyeşil durakları ve yapılarılarıyla adeta huzura bir davetiye.
Yazları koylarında yüz, doğanın içinde piknik yap, vapur keyfi yap. Kışları kalabalıktan uzak boş sokaklarda yürümenin, ada lokantalarında ettiğin sohbeti demlemenin tadını çıkar. Heybeliada gezilecek bir yer olmanın ötesinde İstanbul’a verilmiş bir hediye. “Ne zamandır adaya gitmedim?” diye düşünüyorsan Heybeliada’ya gitmek için kendine pek çok bahane sunmana yardımcı olacağız.
Hayal kurmakla başlayalım. Bir sabah vapura atlamışsın, çayını yudumlarken şehir geride küçülmüş. Yaklaştıkça adanın silueti denizden yükselen bir tablo gibi gözünün önüne serilmiş. İstanbul hala arkanda, ama sen başka bir İstanbul’un içindesin artık. Daha dingin, daha yeşil, daha kendini bulduran bir yüzünde. Üstelik burada zaman acele etmiyor; izafi halini keşfediyorsun. Sokaklarında yürürken çamların gölgesinden denizin mavisine doğru süzülen huzuru görüyorsun.
Heybeliada sana “gel” derken aslında bir mola, bir nefes, bir hatırlayış çağrısı yapıyor. Çünkü ada dediğin biraz çocukluk, biraz tatil, biraz da anı yakalama hissi değil midir?
Heybeliada’ya Nasıl Gidilir?

Pasaport, vize, bilet kuyruğu olmadan sadece İstanbul Kart ile güzel bir adaya gitmek için yola çıktığında yol sana çeşitli seçenekler de sunacak.
Eğer İstanbul’da yaşamıyorsan ucuz İstanbul uçak bileti almakla seyahatini planlamaya başlayabilirsin.
- Heybeliada’ya ulaşmak için vapur yolculuğu yapman gerekiyor. Heybeliada’ya Kabataş, Eminönü, Beşiktaş, Kadıköy, Bostancı ve Maltepe’den kalkan Şehir Hatları Vapur Seferleri Adalar Hatları ile gitmek mümkün.
- Başka bir seçenek olarak Mavi Marmara motoruna Bostancı’dan direkt Heybeliada’ya gidecek şekilde binersen 30 dakika sürüyor. Bu da en kısa deniz yolculuğu demek. Tabii şehir hatları ücret tarifesinden biraz daha pahalı.
- Konforlu bir yolculuk için İBB Deniz Taksi uygulamasını kullanabilirsin. Deniz taksi konusunda detaylı bilgi almak için İBB Deniz Taksi Sıkça Sorulan Sorular sayfasına göz atabilirsin.
Heybeliada’da Gezilecek Yerler

Ulaşım konusunu çözdüğümüze göre sıra geldi Heybeliada’da gezilecek yerler konusuna. Adanın her köşesi farklı bir güzellik sunuyor. O zaman gel, “Ne güzel yerler!” diyerek gezeceğin pek çok yer var. Dilersen vapurdan indiğin gibi değerlendirebileceğin bir seyahat planı yapalım.
Vapurdan İn, Güzel Bir Kahvaltıyla Başla
Heybeliada iskelesinde iner inmez yapman gereken ilk şey enerji depolamak. Sahile çok yakın güzel seçenekler var. Heybeliada Fırını’nda simit, peynir, çay üçlüsüyle hafif başlamak da mümkün, Munis Sokak Lezzetleri’nde serpme kahvaltıyla kendini şımartmak da. Çünkü adayı keşfetmek için bolca yürüyeceksin.

Heybeliada Camii
İlk olarak adanın kalbinin attığı Heybeliada Camii’ne uğra. Cumhuriyet Dönemi’nde yapılan bu cami; mütevazı yapısıyla adanın ruhunu taşıyor, taş duvarları ve kubbesi ise huzur veriyor. Bahçesinde oturup çevredeki sessizliği dinlemek, yazın kalabalığından çok farklı bir ada deneyimi sunuyor.
İnönü Evi Müzesi
Tarihin başka bir sayfasına geçmek için ikinci durak olarak İnönü Evi Müzesi’ne uğra. Bir zamanlar İsmet İnönü’nün yazlık evi olan bu yapı, şimdi müze olarak ziyarete açık. İçeride dönemin mobilyaları, fotoğrafları ve İnönü ailesine ait eşyalar seni 1930’ların atmosferine taşıyor. Bahçesinden denize doğru baktığında ise adanın nasıl ilham verdiğini daha iyi anlıyorsun.
Ruhban Okulu
Yeni durağın ihtişamlı Ruhban Okulu olsun. Günümüzde Ruhban Okulu olarak bilinen Aya Triada Manastırı ve Kilisesi çamların arasına gizlenmiş, denize tepeden bakan bir yapı. İlk olarak 1844’te yapılıp depremde yıkılmış, sonra 1896 yılında yeniden hayat bulmuş. Artık ziyarete kapalı. İçine girmek mümkün olmasa da heybetli cephesi, bahçesindeki sessizlik ve şehri kucaklayan manzarasıyla ziyaretçilerini büyülüyor. Burada bir süre otur, martı seslerini dinle. Belki de kendini adanın tarihine kulak verirken bulursun.

Ruhban Okulu
Terki Dünya Manastırı
Sıra biraz daha yükseklere çıkmaya geldi. Çam ağaçlarının arasından yürüyerek ulaşılan Terki Dünya Manastırı, adeta adının hakkını verircesine dünyadan uzak bir sessizlik sunuyor. Uçurumun kıyısına konumlanmış bu küçük yapı, deniz ve gökyüzünü aynı çerçevede buluşturuyor. Burada birkaç dakika dur, nefes al. Belki de “Dünyadan kopmak tam olarak böyle bir şeydir!” diye düşüneceksin.
Çam Limanı Plajı
Yükseklerden aşağıya inince deniz seni yeniden çağırıyor! Çam Limanı, Heybeliada’nın en güzel koylarından biri. Çam ağaçlarının gölgesi suya düşüyor, sahilde küçük kumluk alanlar seni davet ediyor. Yaz aylarında yüzmek için harika, kışın ise sadece dalga sesleri eşliğinde yürüyüş yapmak bile ruhunu yeniliyor. Piknik için de ideal mola yeri olduğunu söyleyebiliriz.

Heybeliada manzarası
Manzara Noktaları
Günün finali için adanın tepelerine yani Değirmen Tepesi veya Ümit Tepesi’ne çıkabilirsin. Buralardan baktığında İstanbul bir siluet gibi uzakta, Marmara Denizi ise ayaklarının altında yekpare bir tablo gibi görünecek. Gün batımını burada izlemek, Heybeliada’nın sana sunduğu en şiirsel anlardan biri olacak.
Heybeliada’ya Geldiğinde Mutlaka Yapman Gerekenler Listesi

Adanın belli başlı ritüelleri var. Sen de bunları takip etmek istersen bir “checklist” bırakıyoruz.
- Bisiklete binmek. Bu eylem tüm Prens Adaları için geçerli. Adayı yürümek de çok keyifli, ama rahat rahat bisiklet sürecek bir yer bulmak zor olduğu için Heybeliada’nın tatlı sokaklarını değerlendirmek çok daha cazip.
- Vapurdan martılara simit vermek. Klişe bulabilirsin, ama adaya gitme motivasyonuna çığlık çığlığa uçan martılar da dahil.
- Yaz aylarında Heybeliada’nın en güzel yanı denizle iç içe olmak. Çam Limanı’nın serin sularına atla, gölgelerle kaplı sahilinde güneşlen. Kışın gittiğinde ise sadece dalga sesleri eşliğinde yürüyüş yapmak bile ruhunu dinlendirecek.
- Tarihi noktaları mutlaka ziyaret et, ama bir akşam yemeği yemeden adanın lezzetlerini tatmadan da dönme deriz. Balık ya da meze, en güzel manzara eşliğinde ruhuna dokunacak.
- Heybeliada’da günü bitirmenin en güzel yolu sahilde gün batımını yakalamak. Gökyüzü turuncudan mora dönerken İstanbul silueti fonda belirir, sen ise ada sessizliğinde günün en şiirsel anına tanık olursun. Vapura binmeden önce mutlaka birkaç dakika dur, o anı içine çek. Çünkü dönüş yolunda en çok yanında taşıyacağın şey bu manzara olacak.
Bu öneri ile yazımızın sonuna geliyoruz, ancak okumaya devam etmek istiyorsan “Sait Faik’in Burgazada’sı: İlham Veren Bir Gezi” başlıklı yazımıza geçebilirsin.



