Almanya’nın Yeşili Sevdiğini Gösteren 4 Delil

Almanya’nın sessiz ve derinden giderek iddialı olduğu bir tarafı var ki, o da şehirlerinde yer açtığı yeşil yaşam alanları. İşe bisikletle giden nesiller yetiştirmede kimsenin kolay kolay eline su dökemeyeceği bu ülkede, hangi şehirde olursanız olun doğaya dönüş gerçekleştirmek istediğiniz herhangi bir anda hemen kaçacağınız yerler bellidir. Yürüyüş rotaları, bisiklet parkurları ya da sadece tertemiz bir nefes alma özlemiyle ziyaret edeceğiniz bu yerler, Almanya’nın yeşile duyduğu sevgiyi gözler önüne seriyor.

1- Orman mı, Bahçe mi? Frankfurt’ta Botanik Diyarı

Frankfurt’ta Botanik Diyarı

Frankfurt’un yeşile olan düşkünlüğünün ayrı bir yeri var çünkü bu şehirdeki botanik bahçeleri bile özel koruma altına alınmış durumda. 1868 yılında kurulan Palmengarten, ilk başta birkaç gönüllünün kendi aralarında yürüttükleri bir proje olarak açılmış olsa da Nassau Dükü’nün eşsiz koleksiyonuyla birleşince ortaya mükemmel bir bahçe çıkmış. Eğer doğa tutkunuyum diyorsan yarı ormanı andıran bu botanik bahçe, uçak bileti fiyatlarına bakman için seni heyecanlandıracak yerlerin başında geliyor.

2- Dünyanın En Büyük Şehir Parkı ve Münih

Münih

Münih uçak biletinizi aldınız ve şehre vardınız. Etrafa baktığınız anda nefesinizi açan yollar arasında bolca yürüyüş yapmak ya da bisiklet turuna çıkma isteyeceksiniz. Ama bilin ki bundan çok daha fazlasını barındırıyor. Çünkü dünyanın en büyük şehir içi parkına, yani The English Garden’a ev sahipliği yapıyor. 78 kilometrelik iç parkurunda ister yürüyün, ister koşun ister bisiklete binin, ne yapmak isterseniz özgürsünüz. Arkadaşlarla mı tatile çıktınız, yoksa ailenizle mi hiç fark etmez, The English Garden’da herkese uygun bir aktivite bulmak mümkündür. Hatta gölde kayık sefasına çıkabilir, at binebilir, kış aylarında buz pateni bile yapabilirsiniz. Muhteşem doğası da cabası.

3- Hamburg’da “Arabaya Hayır!” Günleri

Hamburg

Almanya’nın en yeşil şehirlerinden biri olan Hamburg, doğaya ve çevreye olan tutkusunu aktif bir eyleme dönüştürmüş durumda. Yılda birkaç defa düzenlenen arabasız günler ile hem toplu taşımanın hem de çevreci taşımacılığı desteklediğini gösteriyor. Şehrin dört bir tarafını saran parklardan, göl ve kanallardan bahsetmiyoruz bile. 2011 yılında Avrupa Yeşil Başkenti seçilmesine pek de şaşırmamak gerek.

4- Berlin’de Avcılıktan Günümüze

berlin

Berlin’in şimdi büyük bir metropol olduğuna bakmayın. Burada da eskiden büyük ormanlar içinde ava çıkılır, çiftlik hayatı sürülürmüş. Artık ava çıkılmıyor olsa da, geniş yeşil alanları, küçük birer ormanı andıran bahçeleri hala mevcut. Tiergarten, yani bir zamanlar kralların arka bahçesi olan tarihi park ise Berlin’de görülmesi gereken ilk yerler arasında.

Sen Yeter Ki Uçmak İste! Seyahatini baştan sona planlamak için ihtiyacın olan her şey bende! Öneriler bende... Fikirler bende... Uçak bileti bende...