Hangi Şehirden Ne Hediye Alınır?

Seyahate sayılı günler kala içimizi hediye alma telaşı sarar. Yolculuğun haberini alan sevdiklerimiz, hediye beklediklerini çekindiklerinden söylemeseler bile hissettiriyorlar, öyle değil mi?

Sevdiklerine değer verdiğini, onları asla unutmadığını göstermek için aldığın hediyelerin, herkesinkinden biraz farklı olmasını istediğini biliyoruz. “Magnet alırım” gibi düşüncelerin kafandan geçtiğini de biliyoruz. Ancak magnetler neredeyse 10 yıl önce popülaritesini kaybetti. Bütçeni zorlamadan alacağın ucuz uçak biletin hazırsa başlıyoruz.

Köln’ün hediyesi adından mütevellit

Almanya’dan gelenlerin en klişe hediyesi kuşkusuz çikolatadır. Milattan önce kurulan Köln şehrine gidip çikolata getirmek zaten biraz garip duruyor.

Roma İmparatorluğunun kolonisi olarak kurulan şehir ismini Latinceden alıyor. Fransızca Cologne şeklinde telaffuz edilen şehir, Türkçede artık kullanılmıyor olsa bile Kolonya olarak telaffuz ediliyor. Tıbbi amaçla icat edilen kolonyanın da anavatanı tahmin edeceğin gibi Köln şehri. Fransızca “Eau de Cologne” yani “Köln suyu” olarak geçen kolonya, Köln’den alabileceğin en iyi hediye olarak öne çıkıyor.

Paris’e gidip parfüm almadan dönmek olmaz

Köln, son yıllarda mimarisi ve tarihiyle çiftleri kendine çekmeye başlasa da dünya üzerinde aşkın ve romantizmin şehri olarak hala Paris gösteriliyor. Modanın, sanatın, aşkın ve en önemlisi Fransa’nın kalbinin attığı şehir…

O kadar yol gidip Eyfel Kulesi magneti ya da anahtarlığı alacak halin yok. Tabi ki bu kadar sıradan davranamazsın. Paris için parfüm bir ikona hatta parfüm müzesi dahi var. Aklına gelen ilk parfüm markalarını düşününce hepsinin isminin Fransızca ve merkezinin Paris olduğunu göreceksin. Markalar yerine parfüm dükkanlarına gidip hediye alacağın kişinin zevk ve tercihlerine göre esansların yoğunluğunu ayarlayabiliyorsun. Her tür insanın tercihine göre kokular üretilebilen bu merkezlerde kokuların değişik isimleri bulunuyor. Esans oranı %15 ve daha fazlaysa parfüm; %8 ile %15 arasındaysa EDC deniyor.

Moskova’da Aziz Vasil Katedrali biblosu favori

İkisinin de Kızıl Meydanı’nda olmasından mı bilinmez; Kremlin Sarayı ile Aziz Vasil Katedrali hep karıştırılır. İki müthiş mimari eserinde heybeti ve bazı renk tonları dışında herhangi bir benzerliği bulunmuyor. Aziz Vasil Katedrali’nin heybeti ile ilginç mimari yapısı iç içe geçiyor. Önüne gittiğin zaman fark edeceğin üzere çeşitli büyüklüklere sahip sekiz ayrı kubbesi bulunuyor. Kızıla çalan bir renk tonu ağır basıyor olsa bile katedrali eşsiz kılan; mavi, yeşil ve sarı birçok renk ile elde edilen görüntü.

Bu muhteşem eserin ölçekli biblolarından alarak sevdiklerini Moskova’ya bir kez de beraber gitmeye ikna edebilirsin.

Atina’nın hikayesini hediye edin

Antik Yunan denildiğinde önce polis ile anılan şehir devletleri daha sonraysa Olimpos dağında oturup şimşekler çakan Zeus ve onun şürekası akla geliyor. Antik Yunanlar ya da Greklerden birçok rivayet ve hikaye günümüze ulaşmıştır. Yeni bir şehrin kuruluşu sırasında Olimpos tanrıları toplanır ve şehrin tanrısı olabilmek için yarışırlar. Yarışın galibi olan Athena şehre kendi ismini verir ve Atina kurulur. Atina’dan döndüğünüzde belki ailenize belki de dostlarınıza Athena’nın bir biblosunu hediye edebilirsiniz.

Unutmayın hikaye eşyadan daha değerlidir.

Prag’dan el yapımı sanat eserleri

“Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” Tekerlemesiyle hayatımıza girdi. İlk olarak Çekoslovakya olarak tanıdık ama ismi Çek Cumhuriyeti oldu. Süre biraz daha ilerleyince isimlerini Çekya olarak değiştirmeye karar verdiler. Orta Avrupa’nın bu şirin ama soğuk ülkesi yüz yıllardır çeşitli isimlerle anılıyor.

Tarihsel olarak Türkiye’nin; Anadolu, Trakya ve Mezopotamya gibi bölgeleri vardır. Çekya içinde aynı durum geçerlidir. Çekya; Silizya, Bohemya ve Moravya adlı tarihsel bölgelerden oluşuyor. Çekler, soğuk iklimden dolayı biraz sert mizaçlı insanlar ancak iş disiplinleri ve sanatlarıyla kendilerini göstermekten hoşlanıyorlar.

Çekler ve ünlü cam işçiliklerini yakından görebileceğin şehirlerden biri olan Prag, çok özel cam atölyelerine ev sahipliği yapıyor. Hem camın işçilikle buluşmasını hem de Çek cam sanatçılarının şovlarını yakından izleyebiliyorsunuz. Kristal işlemeleri ve üretiminin de yaygın olduğunu belirtmekte fayda var. Sevdiklerinize eşi ya da benzeri olmayan el işçiliğiyle üretilmiş bardaklar ya da cam kuklalar alabileceğiniz bu atölyeleri kesinlikle ziyaret etmelisin.

 

Sen Yeter Ki Uçmak İste! Seyahatini baştan sona planlamak için ihtiyacın olan her şey bende! Öneriler bende... Fikirler bende... Uçak bileti bende...